İş dünyasında olup da bu analojiyi duymayan yoktur sanıyorum. Tabii bu şekilde değil, yaygın kullanılan versiyonu “Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok” şeklinde.
Amerikalılar başka bir terim kullanıyor (belki kendileri zaten Amerika’da olduğu içindir 🙂 ) “reinventing the wheel” diyorlar. Yani “tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok” anlamında.
Bu sözün ne anlamda ve ne gibi ortamlarda kullanıldığını az çok hepimiz biliyoruz. Yine de kısaca özetleyelim. “Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok” sözü ile kabaca şunları demek isteriz.
Önce pozitif anlamlar:
Ve negatif anlamlar:
Araya bir hikaye girip konuyu yumuşatalım.
Hollanda’da yaşayan bir arkadaşım var. Kız arkadaşı üniversitede okuyormuş. Bölümünü sorduğumda “kavramsal sanat” dedi. İlk kez böyle bir bölüm duyduğum için tam olarak ne anlama geldiğini sordum.
Şöyle bir örnek vereyim dedi. Mesela belediyeye ait, diyelim 500 metrekare, bir alan var ve belediye bu alanı orada yaşayanlar için en iyi şekilde değerlendirmek istiyor. Böyle bir durumda, Hollanda’da belediye yetkilileri “kavramsal sanat” uzmanlarına danışırmış. Kavramsal sanatçılar proje örneklerini belediye yetkililerine sunarmış.
Yani kaykay pisti, kahve standları, mini tiyatro, çiçek köşesi, heykeller, satranç alanı veya daha başka birçok şeyin karışımından oluşan projeler hazırlanır, belediye yetkilileri ile paylaşılırmış.
Peki ya bizde işler nasıl yürür? Belediyede en yetkili kişi ne yapılacağını zaten biliyordur. Talimatı verir, standard bir çocuk parkı yapılır, geçilir.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur çünkü 🙂
İş dünyasında Amerika’ yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığı söylemi pragmatik olma, hızlı iş bitirme, sonuca odaklanma, ekibi bir arada aynı hedefe odaklama gibi faydalar getirebilir.
Fakat bu yaklaşımın çok ağır bedellere sebep olduğu vakalar da epey çoktur ve beklendiği gibi onlar pek dile getirilmez.
Genellikle proje (bilgi işlem, mekanik tasarım, süreç tasarımı, fabrika yerleşimi gibi her türlü proje) çok hızlı (ve dolayısı ile eksik) tasarlanır. Hemen ardından tasarım hakkında konuşmak yasaklanır. Bir an önce yola koyulmalıdır.
Böylece, onlarca yetenekli çalışanın zamanını katma değeri olmayan işlerle tüketecek, hatta bir kısmının işten ayrılmasına sebep olacak, görünür-görünmeyen bir çok israfa yol açacak mecralara yelken açılır. Birkaç yöneticinin ve satıcının bir-iki saatlik şipşak “analizi” ile start alan proje, yıllarca sürecektir ve uzunca bir dönem uygun olup olmadığı dahi sorgulanamayacaktır.
Çünkü Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur 🙂
Oysa unutmayın, kullanılan araçlar birbirine benzese de hiçbir işletmenin uygulama şekli diğeri ile birebir aynı değildir. İşletmeler için kopyala-yapıştır paket çözümler yoktur. Her işletme kendi çözümünü kendi tasarlamalıdır.
Eskiler boşuna “şeytan detaylarda gizlidir” dememişler. Amerika’yı yeniden keşfetmezseniz şeytan detaylarda saklanmaya ve size zarar vermeye devam eder. Ola ki, siz bu durumun yıllarca farkına bile var(a)mazsınız.
İş ve süreç tasarımı konusunda acele etmeyin. Elleri işin içinde olan entelektüel çalışanların veya danışmanların görüşlerine başvurun. Baskın karakterleri zatları sistem tasarımı toplantılarından uzak tutun. Aşırı büyük düşünmeyin, sıkça ve küçük kazanımlar edinmeye çalışın.
Sadece rakamlara dayalı kazanımlara odaklanmayın. Ölçülemeyen, fakat şirketinize katkı sağladığını gördüğünüz faaliyetleri öne çıkarın. Böylece şirketinizde her katmanda yüksek motivasyon sağlarsınız.
Amerika’yı yeniden keşfedin. Belki yok yere birkaç gün duraksama yaşarsınız. Fakat yıllara mâl olacak yanlış yollara sapmazsınız.